Bu yıl 4’üncüsü düzenlenen BIO Expo Fuarı’nda konuşan Sanofi Türkiye Ülke Lideri ve Türkiye, Afrika ve Orta Doğu Temel Ürünler Lideri Cem Öztürk, “PharmUp projemiz 4 yıl önce başladı. Kovid-19 bize şunu gösterdi: Tek başına yenilik getirmek mümkün değil. Genelde bu iş girişimlerden çıkıyor. Türkiye’de neden ‘silikon vadisi’ olmasın diye öncü olduk ve bu projeyi başlattık. Yavaş yavaş bunu yaygınlaştırıyoruz. Her yıl 60-70 startup başvuruyor, özellikle sağlık alanında bunlara odaklanıyoruz, “İçlerinden 5 tanesini seçip kuluçka merkezlerine götürüyoruz” dedi.
BIO Expo Fuarı, Sanofi Platin sponsorluğunda 26-27 Ekim tarihlerinde İstanbul Lütfü Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Fuarda ‘Sağlıkta İnovasyon ve Girişimcilik’ başlıklı panele katılan Sanofi Türkiye Ülke Lideri ve Türkiye, Afrika ve Orta Doğu Temel Ürünler Lideri Cem Öztürk, “PharmUp projemiz tıpkı fuar gibi 4 yıl önce başladı. 19 bize tek başına yenilik getirmenin mümkün olmadığını gösterdi. Genelde bu iş startuplardan çıkıyor. ‘Türkiye’de neden Silikon Vadisi gibi bir şey olmasın’ diyerek öncü olduk. Biz de bu projeye başladık. Startup’larımıza destek olmak istedik. Kuluçka merkezleri olsun, araştırma geliştirme konusunda onlara yardımcı olalım. “Sanofi olarak nasıl teknikler katabiliriz bir bakalım dedik. Daha sonra yavaş yavaş bir platform oluşmaya başladı. Çeşitli yerlerden katılım oldu” dedi.
“KENDİ MOLEKÜLLERİMİZİ YAPABİLECEĞİMİZ BİR SİSTEM KURMAK İSTİYORUZ”
PharmUp platformunu yavaş yavaş genişlettiklerini belirten Cem Öztürk, “Bu platformu yavaş yavaş genişletiyoruz. Her yıl 60-70 startup başvuruyor. Özellikle sağlık alanında onlara odaklanıyoruz. Bunlardan 5 tanesini seçip fuara götürüyoruz. Kuluçka merkezlerimiz partnerlerimizin desteğiyle çok ilgi duyduğumuz bir alan ise Sanofi’nin Ar-Ge’si ile çalışıyoruz. Onlarla çalışmaya devam ediyoruz. Esasen, startupların gelişmesine yardımcı oluyoruz. İnşallah kendi moleküllerimizi üretebileceğimiz, milyar dolarlık işler yapabileceğimiz ve bunları tüm dünyaya ihraç edebileceğimiz bir sistemi hep birlikte oluşturabiliriz” dedi.
“ÜRETİMİMİZİN YÜZDE 20’SİNİ DÜNYADA 49 ÜLKEYE İHRAÇ EDİYORUZ”
Sanofi hakkında bilgi veren Öztürk, “Yaklaşık 65 yıldır Türkiye’de uluslararası bir şirket. Dünyanın en büyük 10 şirketi arasında yer alıyor. 44 milyar avroluk ciromuz var. Yaklaşık 7 milyar avroluk bir yatırımı buna ayırıyoruz. Bu ciro neredeyse her yıl araştırma ve geliştirmeye gidiyor. Türkiye’de İstanbul’da çok önemli bir operasyonumuz var. Gördüğünüz gibi Lüleburgaz tesisimize çığ gibi ziyaretler yapıyoruz. Aynı zamanda 1 milyar dolar. Yaklaşık 1.600 çalışanımız var. 800’ü Lüleburgaz’da çalışıyor. Türkiye’nin tamamına üretim yapıyoruz. Baktığınızda eczanelerde bulduğunuz her 7 ilaçtan biri Sanofi tesislerinde üretiliyor. Baktığınızda Türkiye’nin en önemli açıklarından biri ihracat. Bu gurur duyduğumuz bir alandır. Çünkü üretimimizin yüzde 20’sini dünyanın 49 ülkesine ihraç ediyoruz” dedi.
“FUAR ÖNEMLİ BİR AĞ SAĞLIYOR”
Fuarla ilgili düşüncelerini anlatan Öztürk, son olarak şunları söyledi:
“Hem biyoteknoloji alanında çalışan bilim insanlarını hem de bu sektörü oluşturan tüm insanları bir araya getirmesi açısından çok değerli olduğunu düşünüyorum. Çünkü baktığınızda çok önemli bir ağ sağlıyor. Birçok panel, eğitim platformu ve seminerler yapılıyor. Hem insanları bir araya getirmeyi amaçlıyor hem de Türkiye’deki sağlık sektörünün en büyük yatırımcılarından ve öncülerinden biri olarak fikir alışverişinde bulunmak için bu platforma 3-4 yıldır katılıyoruz. Bundan dolayı gururlu ve mutluyum.”
“SAĞLIK ALANINDA YAPAY ZEKA İLE İLGİLİ BÜYÜK GELİŞMELER BEKLİYORUZ”
Kings College London’dan profesör. Adil Mardinoğlu, “Mevcut uygulamalarda yapay zeka ile ilgili sağlık alanında büyük gelişmeler bekliyoruz. Bunlardan biri de yapay zekanın gerekliliği için gerekli olan teknolojinin geliştirilmesi ve yapay zekanın yaratılması için gerekli teknolojilerin geliştirilmesidir. ilgili veriler ve yapay zekanın sağladığı algoritmaların ve yeni yöntemlerin sağlıklı fırsatlarla kullanılması.” İyi incelenmesinin sağlıklı bireylerin hastalık sistemlerini ve mekanizmalarını açıklamada oldukça faydalı olacağını düşünüyoruz. Bu gelişmelerle birlikte öncelikle erken tanı ve gerçek teşhiste, buna bağlı olarak yeni ilaç ve etkili tedavi formüllerinin geliştirilmesinde bu bilgilerin aktif olarak kullanılacağını düşünüyoruz. Bu nedenle yapay olduğunu düşünüyoruz. “İstihbarattaki teknolojileri yakından takip ediyoruz. Sağlık alanında da ilgili uygulamaları aktif olarak kullanmaya çalışıyoruz” dedi.
“KURDUĞUMUZ FON İLE STRATEJİK DEĞERİ OLAN PROJELERE YATIRIM YAPIYORUZ”
Teknopark Kuluçka Merkezi Müdürü Ahmet Kerim Nalbant, “Teknopark İstanbul ve Küp Kuluçka Merkezi olarak yaklaşık 10 yıldır 660’ı aşkın startup grubuna sadece bir kuluçka merkezi dışında ciddi etkileşim, yatırım ve Ar-Ge fırsatları sunuyoruz. Altyapılarımızı geçen yıl itibarıyla devreye aldık.” Biyoteknoloji alanında bu imkanları kritik öneme sahip altyapılarla sağlayan Avrupa’daki tek kuluçka merkezi olduk. Bu kapsamda sahip olduğumuz temiz oda ve laboratuvar olanaklarından yararlanan girişimcilerimiz de uluslararası akreditasyon kapsamındaki testlerini çalışma ortamlarından çıkmadan gerçekleştirebilmektedirler. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz fuar alanı ve bu konuyla ilgili önemli konularda fırsatlar yaratan ve bu konuda Avrupa’da tek olan değerli bir kuluçka merkeziyiz. Yeni kurduğumuz fonla stratejik değeri olan projelere de yatırım yapıyoruz. Bu projelerin millileştirilmesi, uluslararası alanda güçlendirilmesi için doğrudan ve yatırımcı sıfatıyla destekliyoruz, desteklemeye devam ediyoruz. ” söz konusu.
